


TÜRKÇE ÇEVİRİ
Oksijen atom numarası 8 olan kimyasal elementtir. Periyodik tabloda kalkojen grubuna ait, son derece tepkisel bir ametal, aynı zamanda başka bileşikler veya elementlerle birleşerel oksitleri oluşturan bir okside edici etkin maddedir.
Dioksit hücresel solunumda kullanılır ve canlı organizmalardaki proteinler, nükleik asitler, karbonhidratlar ve yağlar gibi belli basil bütün organik molekül sınıfları oksijen içerir. Ayrıca hayvanların kabukları, dişleri ve kemikleri gibi inorganik bileşikler de oksijen içerir.
Canlı organizmaların bedenlerinin büyük bir kısmı, suyun bir bileşeni olan oksijenden oluşur. Başka bir deyişle, oksijen yaşam formlarının başlıca bileşenidir.
Oksijen fotosentez sayesinde Dünya atmosferinde sürekli ikmal olur; fotosentez güneş enerjisini alarak sudan oksijen ve karbondioksit üretir.
Hücresel solunum, ısı veren, ısı açığa çıkaran bir redoks tepkimedir.
Biyolojide, bir organizma canlı özellikleri sergileyen her bir tekil varlığa denir.
Ölüm, bir orgnizmanın varlığını sürdürmesine yarayan tüm biyolojik işlevlerin kalıcı bir biçimde son bulması, yani yaşamının bitmesidir.
Soyun tükenmesi bir cins grubunun, bir taksonun veya bir türün tamamının yok olduğu bir süreçtir.
Fosil, organizmalardan günümüze kalan kalıntılar veya izlerdir.
Acil durum yaşam üzerinde büyük bir risk teşkil eden durumdur.
Acil Tıp Hizmetleri derhal tıbbi müdahale gerektiren hastalık ve yaralanmalarda, hastane dışında, hastaneye gidilip yapılacak kesin tedaviden önce nakil sırasında sunulan ve bir hastalık ya da sakatlanma dolayısıyla hastaneye ulaşamayacak durumda olan hastaları hastaneye taşımayı kapsayan acil hizmetlerdir.
Ambulans tedavi yapılan yerler arasında çalışan bir nakil aracıdır, bazı durumlarda hastalara hastane dışı tıbbi bakım olanakları sunar.
İhtiyaç halinde, enerji kaynaktan alınır ve bir ya da daha fazla motor ve mekanik system tarafından kullanılır.
Motorlu araçların büyük kısmında içten yanmalı motor bulunur.
İçten yanmalı motor bünyesindeki yanma odasında bulunan okside edici maddeyle yakıtın bir araya gelerek yanmasıyla çalışan bir ısı motorudur, mekanizma sıvıların sürekli aktığı bir devre sistemiyle çalışır.
Fosil yakıt, doğal süreçlerle oluşan bir yakıt türüdür, örneğin öldükten sonra toprağın altında gömülü kalan ölü organizmaların anaerobic çözülmeye uğramasıyla oluşan yakıtlar bu türdendir, bünyelerinde geçmişteki fotosentezden gelen bir enerji barındırırlar.
Günümüzden milyonlarca yıl önce ortaya çıkan anoksi koşullarında ölen ve büyük miktarlarda çökelen su fitoplanktonları ile zooplanktonlar, anaerobic çözülme sonucunda petrol ve doğal gaz üretmeye başlarlar. Uzun jeolojik bir zaman diliminde bu çamurla karışan organic maddeler, üzerlerine yığılan inorganik çökeltinin altında daha da derine gömüldüler.
Anaerobik sindirim, mikroorganizmaların oksijen bulunmayan bir ortamda biyoçözünür maddeleri çözdüğü bir süreçler toplamıdır.
Anoksik sular deniz suyu, tatlı su veya yeraltı sularında çözünük oksijenin tükendiği bölgelerdir; buralarda ciddi düzeyde hipoksi durumu oluşmuştur.
Hipoksi düşük oksijen durumu anlamına gelir.
Fotosentez evrimleşmeden önce Dünya atmosferinde serbest oksijen yoktu. Artık olarak oksijen üreten fotosentetik prokaryotik organizmalar; atmosferde serbest oksijenin oluşmasından çok önce varlardı, kökenleri 3.5 milyar yıl öncesine dayandırılabilir. Bunların ürettiği oksijen indirgen minerallerin, özellikle de demirin havada bozuşmaya neden olan etkisiyle hızla atmosferden uzaklaştırılmış olmalıdır. Bu kitlesel paslanma demir oksitin okyanus tabanında tortulaşmasına, bu da o bölgelerde damarlı demir oluşumlarına neden olmuştur. Atmosferde oksijenin, küçük miktarlarda da olsa tutunabilmesi, Büyük Oksijen Vakası’nın başlangıcından 50 milyon yıl önce mümkün olabilmiştir.
Okyanuslarda bundan 2.3 milyar yıl önce koordineli mikroskobik oluşumlara evrilen siyanobakterilerin, fotosentez yoluyla oksijen üreten ilk mikroplar olduklarına, inanılır. Büyük Oksijen Vakası’ndan önce, bunların ürettiği tüm serbest oksijenler, havada çözülmüş vaziyette bulunan demir veya organik maddeler tarafından kimyasal olarak tutuluyordu. Büyük Oksijen Vakası bu oksijen emicilerin doygunluğa ulaşmasının ardından başladı, bu aşamaya gelindiğinde siyanobakteriler tarafından üretilen oksijen serbest kalarak atmosfere karışabildi.
Artan oksijen üretimi Dünya’nın ilk atmosferinin dengesini bozdu. Serbest oksijen anaerobic organizmalar açısından toksiktir, dolayısıyla artan oksijen yoğunlukları o zamanlar bu tür organizmaların çoğunu yok etmiş olmalıdır. Başka bir deyişle siyanobakteriler Dünya tarihinde yaşanan en önemli kitlesel soy tükenmesinin sorumlusudur.
Solunum, 2019 Animasyon, 5’24”
““Solunum” (2018-2019), sanatçının oksijenli solunumun yeryüzündeki tarihsel ilişkileri ve etkilerinin tanım ve kavramlarına dair ansiklopedik tarifleri bir araya getirmesinden yola çıkan bir video. Sanatçı hazırladığı metni video boyunca üst ses olarak paylaşıyor. Bu ses akarken, kıyamet sonrası manzaralarını andıran ve Büyük Oksidasyon Vakası sonrasında başlayan buzul çağına dair çağrışımlar uyandıran tanımsızlaşmış bir topografide, şehir yaşamında acil müdahale fikriyle özdeşleşmiş ambulansların, başka konumlardaki ve tekrarda kısılı kalmış hareketlerini gösteriyor.
Yapıt, bir bakıma ölümün, kazanın, belirsizliğin engellenemez devamlılığına dair imgeler uyandırırken, diğer yandan sanatçının kullandığı dijital çizim tekniğiyle bir bilgisayar oyunu sahnesi etkisi de yaratıyor. Kerem, yakın dönem üretiminde ambulansı, yeryüzü tarihinin, ölüm, enerji, yaşam, teknoloji ve dil gibi pek çok oluş ve sürecinin bir kesişimi olarak okuyor. Ona göre ambulans, bir yapıntının doğallığına, bir nesnenin cansızlığına, yaşam ve ölümün ilişkisine dair soruları karmaşıklaştıran bir öğe. Etimolojik kökeninin, yürümek, hareket etmek anlamlarına gelen ambulare Latince fiiline dayanması, tanımına içkin “hareket” fikrine dair de imgeleri çağrıştırıyor. Motorlu bir taşıt olan ve tıpkı canlılar gibi enerji tüketerek hareket eden ambulansın kullandığı enerji, fosil yakıtların bir motor sistemi içinde oksijen ile yanması sonucu elde ediliyor. Fosil yakıtlar ise ölmüş organizmaların, canlıların kalıntıları.“
-Kevser Güler
SERGİLER
Kayalar ve Rüzgarlar, Mikroplar ve Kelimeler, 2019, Sanatorium, Istanbul
Henüz bahçeme söylemedim / 2020, Monitör İzmir
PROYECTOR´20 / Festival de Videoarte, 2020, Sala El Águila, Madrid
A Horn in the Neck, 2019, Apartment Project Berlin
Openhaus (October), 2019, ZK/U, Berlin