“Misal Adnan Yıldız’ın yaptığı Sanatorium galerisindeki Bir Tutam Zaptedilemez Karmaşıklık sergisinde ‘karmaşık’a da ‘zaptedilemez’e de hakkını veren işi bu doğrultuda; printer, fotokopi makinesi vb. gibi ‘hafiften eski kuşak’ elektronik aletlerle dolu galeri bürosunda, süs bitkileri sadece insan yapısı değil, rasyonel insan meşgalesiyle de tanımlanmış bu mekânı doldurmuş ve daha da dolduracak gibi görünüyorlar. İşyerlerinde, evlerde, bürolarda kimi zaman dikkat etmeden yanından geçip gittiğimiz devetabanları, eğrelti otları vb. bu terkedilmiş mekânın istilasını sanki yarıdan çok tamamlamışlar. Yerleştirme sadece bitkilerin değil, ürettiği çoğu şey çabucak âtıl olan insan çabasının istilacılığına da göndermede bulunuyor. Büro içi elektronik aletlerin yaygınlaştığı yıllarda özellikle Amerikan dergilerinde boy gösteren doygun renkli, rahat ve kendinden emin reklamlarda (tıpkı tütün, giysi ve diğer ürünlerin reklamları gibi) gördüğümüz bu teknoloji cümbüşü bitkilere yenik düştü düşecek. Sanki makinelerin tek yapabildikleri etraftaki deste deste ‘bilgi veren sayfalar’ı üretip çoğaltmak… Basılı kağıtla bağlantımızı iyice zayıflattığımız düşünülürse bu kağıtlar da hem bilgi verici, hem alaycı, hem entropik hem masalsı...”